Berlin Humboldt Üniversitesi liderliğinde yürütülen bir araştırma, erkeklerin ciddi ilişki yaşama isteğinin, kadınlardan daha fazla olduğunu ortaya koydu. Ses getiren çalışmaya göre, romantik bir ilişki içinde olan erkekler, kadınlardan daha fazla yalnız kalma korkusu taşıyor. Bu durum, erkekleri romantik ilişkiye daha bağımlı hale getirebiliyor.
Almanya'da yapılan analiz, kadınların bir eşe erkeklerden daha fazla ihtiyaç duyduğu inancını çürütüyor. Araştırmacılar, erkeklerin, ilişkilerini sonlandırdıktan sonra yalnız kalma olasılıklarının daha yüksek olduğunu, bu nedenle de ayrılıktan kaçındıklarını ileri sürüyor. Daha önce yapılan 50'den fazla araştırmayı inceleyen bilim insanları, boşanma taleplerinin yüzde 70'inin kadınlardan geldiğini vurguladı.
Çalışmanın baş yazarı Iris Wahring, "Kadınlar, sosyal çevrelerinden erkeklere oranla daha fazla duygusal destek alıyor. Bu nedenle heteroseksüel erkekler, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için heteroseksüel kadınlara kıyasla partnerlerine daha fazla bağımlılık çalıştırabiliyor'' dedi. Uzman isim, erkeklerin romantik bir ilişki içindeyken duygusal ve fiziksel olarak daha iyi hissettiğinin de altını çizdi.
Pew Araştırma Merkezi’nin verilerine göre; kadınlar, duygusal destek için anneleri, arkadaşları veya diğer aile üyelerinden kolaylıkla yardım isteyebiliyor. Küçük bir grup, duygusal boşluğa düşmemek için psikolog veya psikiyariste başvuruyor. Humboldt Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bu durumu toplumsal cinsiyet normlarına bağlıyor. Yazar Paul van Lange, kadınların daha küçük yaşlarda ailelerinden yardım edebildiğini, erkeklerin ise bu konuda ayıplandığını ifade ediyor.
Ses getiren çalışma, erkeklerin romantik ilişkilere kadınlardan daha bağımlı olduklarını öne süren diğer araştırmalarla da örtüşüyor. Social Psychological and Personality Science dergisinde yayımlanan başka bir çalışmada, kadınların tek başına yaşamayı erkeklere oranla daha fazla sevdikleri ortaya çıkmıştı.
Pew Araştırma Merkezi’nin Nüfus Sayımı Bürosu verileri üzerinden yaptığı yeni analize göre, evli olmayan, partneriyle yaşamayan ya da ciddi bir romantik ilişki içinde olmayan yetişkinlerin sayısı yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez azaldı.